Home MANAGEMENT ZITLIKLARIN UYUMU: YİN-YANG

ZITLIKLARIN UYUMU: YİN-YANG

Zıtlık kelimesi olumsuz bir anlamı mı çağrıştırıyor? Şu yönden bakalım: Kötülüğün zıddı iyiliktir. Karanlığın zıddı aydınlıktır. Böyle durumda anlam, olumluya kayıyor. Kelimeler, kullanıldıkları yerlere göre farklı anlamlara bürünebiliyor.

Zıtlık kelimesi olumsuz bir anlamı mı çağrıştırıyor? Şu yönden bakalım: Kötülüğün zıddı iyiliktir. Karanlığın zıddı aydınlıktır. Böyle durumda anlam, olumluya kayıyor. Kelimeler, kullanıldıkları yerlere göre farklı anlamlara bürünebiliyor.

Evrende her şey zıddıyla vardır. Gece-gündüz, kış-yaz, soğuk-sıcak gibi… Zıtlıklar, dengeyi oluşturuyor aslında. Zıtlığı oluşturan iki şeyden biri yok olunca denge bozulur. Bütünlük anlamını yitirir. Hayatımız tamamen gündüzden oluşsaydı veya tamamen geceden oluşsaydı acaba nasıl olurdu?

Erich Fromm, zıtlık hakkında şöyle diyor: “Zıtlık, kendi içinde gerçeğin bir unsuru değil, insan aklının bir ulamıdır.” (Ulam: Aralarında herhangi bir bakımdan ilgi veya benzerlik bulunan şeylerin tümü)

Renklerin İyileştirici Gücü kitabında Ted Andrews, “Zıt renkler birbirini dengeler.” ifadesini kullanıyor. Zıt renkler deyince benim aklıma Yin-Yang’daki siyah ve beyaz geliyor. Elbette bu renkler de bazı anlamlara hizmet ediyor. Buradaki siyah Yin’i, beyaz ise Y    ang’ı temsil ediyor. Yin, negatifliği, karanlığı ve pasifliği çağrıştırırken; Yang ise pozitifliği, aydınlığı ve aktifliği çağrıştırıyor.

Yin-Yang aslında bir Uzakdoğu felsefesi. (Özellikle Çin’de bu felsefeye çok önem veriliyor) Peki Yin-Yang ne anlama geliyor? Bu felsefe ile zıtlıkların birbirlerini var ettikleri vurgulanıyor. Hayatımızdaki dengeyi sağlayan da bu zıtlıklar değil midir zaten?

//Gece olmasa gündüzün kıymetini bilir miydik?

//Acılar olmasa mutluluğu gerçekten tadabilir miydik?

//Hastalıklar olmasa sağlığın değerini gerçekten anlar mıydık?

Wilhelm Schmid, Mutsuz Olmak isimli kitabında şu satırlara yer veriyor: “Hazzı hissedilebilir kılan zıtlık deneyimini sağlamaz mı acılar? Acıyı tanımasam, hazzın ne olduğunu nereden bilecektim? En yoğun mutluluk anları, acının dindiği anlar değil midir?”

Yin-Yang felsefesini anlayan, hayatın anlamını idrak eder. Çünkü hayat, dengeden oluşur. Bir gün bir bebek doğar, ertesi gün biri ölür. Yaşam ve ölüm denge çizgisinde kol kola ilerler. Bu hep böyleydi, böyle de devam edecek…

Yin ve Yang birbirine dönüşebilir. Soğuklar zamanla yerini sıcağa bıraktığı gibi negatif düşünceler de pozitife dönüşebilir. Dengeyi korumak, dönüşümün amaçlarından biridir.

Bu felsefe ile ilgili yaşamdan örnekler verdik. Bir örnek daha vermek isterim. Güney Kore bayrağını yakından incelediniz mi? Orada da Yin-Yang’ın izini görebiliriz. Bayrak beyaz bir arka plana sahip. Ortasında mavi ve kırmızı renklerden oluşan bir Yin-Yang bulunurken bunun etrafında 4 adet siyah kesikli çizgiler yer almaktadır. Beyaz renk sevgiyi, mutluluğu, barışı simgeliyor. Mavi ve kırmızı Yin-Yang ise pozitif ve negatif iki elementi simgeliyor. Kesikli siyah çizgilerin anlamı da çok etkileyici: Sol üstteki havayı, sağ üstteki suyu, sol alttaki ateşi, sağ alttaki toprağı simgeliyor. Evrenle bir bütünlük içerisinde yaşadıklarını vurguluyorlar.

Her şeyin içinde kendinin zıddından izler bulunur. Yin-Yang’ın görselindeki siyah kısımda beyaz nokta, beyaz kısımda siyah nokta bulunması gibi… Kötü olarak nitelendirdiğimiz bir olayın içinde bize göz kırpan iyi şeylerin bulunması gibi…

Sosyal yaşamda da denge şart. Mühendis olan birinin şiir veya kitap yazması tuhaf karşılanabiliyor. Neden? Halbuki bir mühendis, okul yaşamında matematikle oldukça haşir neşir olduğu için sosyal yaşamında sanata, felsefeye, müziğe, sosyolojiye, psikolojiye daha da ağırlık vermeli. Bütünlüğü ancak bu şekilde sağlayabiliriz.

Beynimiz de bu yazının konusu ile ilgili güzel bir örnek değil mi? Beynin sağ yarım küresi vücudun sol tarafını kontrol ederken, sol yarım küresi vücudun sağ tarafını kontrol eder. Sol yarım küre rasyonelliğe odaklanırken, sağ yarım küre duygusallığa/sezgiselliğe odaklanır.

Kısacası, insan da bir Yin-Yang’dır.

Yazımı Empati kitabının yazarı Adam Fawer’in sözleri ile bitirmek isterim: “İçimizde hem Yin’i hem de Yang’ı barındırırız: En karanlık gecede bile yıldızlardan gelen bir ışık vardır. Ama yin ya da yang artarsa, diğeri azalmalıdır: Doğan güneş geceyi kovalar. Mükemmel bir dengeye sahip olduğun zaman uyum içinde olursun.”

———————————————————————————————————————–

HAKAN ACAR

Yalın Dönüşüm Koordinatörü

Danışman

Profesyonel Koç

Exit mobile version