Daha sağlıklı, adil ve çeşitli iş yerleri yaratmak için çalışırken Duygusal Zeka ve Çeşitlilik nasıl iç içe geçiyor?
Artık çoğumuz Duygusal Zekanın iş yerinde ÇOK önemli olduğunun farkındayız. Başkalarıyla iyi anlaşamayan ve daha da kötüsü, bunun etkilerinin farkında olmayan insanlar korkutucu oranlarda başarısız oluyorlar. Bu, işe alma, elde tutma ve işten çıkarma işlemlerimizi çok daha zor ve iş yerlerimizi çok daha toksik ve istenmeyen bir yer haline getiriyor. İşe alımda İstihdam Sigortası (EI) değerlendirmeleri – Kişisel Farkındalık, Kişisel Yönetim, Sosyal Farkındalık ve İlişki Yönetimi- EI yetkinliklerinin önemli olduğu dört temel kadrandır ve ismini verdiğim Çeşitlilik Zekası (DI), bu dört EI çeyreğinin her birinde kilit bir rol oynar.
Çeşitliliğin, bir organizasyona, artan yaratıcılık ve pazar payı gibi birçok fayda sağlama potansiyeline sahip olduğu yaygın olarak bilinmektedir. Fakat, farklılıklar çatıştığında ve duygular ön planda olduğunda bu faydalara ulaşmak zordur. Çoğu zaman liderler ve çalışanlar, farklı bakış açılarından, tarzlardan ve yaklaşımlardan yararlanmak için bu duygularla nasıl başa çıkacaklarını bilemezler. Duyguları anlama, yönetme ve başkalarıyla etkili bir şekilde başa çıkma kapasitesini geliştirmek, farklılıklar ne kadar fazla olursa olsun, günümüz işyerinde çok önemli bir yetenektir. Bunu yapabilme kabiliyeti büyük bir ölçüde duygusal zekaya bağlıdır. Yaratıcı Liderlik Merkezi, yöneticiler için üç önemli kariyer engeli belirledi: değişimi idare etmede zorlanma, takımla çalışamama ve zayıf insan ilişkileri, yani herhangi bir iş yerinde başarılı olup olumlu sonuçlar almak için gereken tüm EI yetkinlikleri.
Duygusal Zeka ve Çeşitlilik Nedir?
İnsanlar hem mantıksal hem de duygusal seviyelerde işlev görürken, temel kişisel değerlerimizden kaynaklanan duygular, enerjimizin, bağlılığımızın ve motivasyonumuzun merkezinde yer alır. Duygular, yaklaşıp kaçınma, beğenip beğenmeme, kabul veya reddetme şekilde diğerlerinde gördüğümüz farklılıklara olan tepkimizi oluşturmada temel faktördür. Duygusal tepkilerimizi ne kadar çok anlar ve yönetirsek, ilişkilerimizde o kadar fazla doyuma, kişilerarası ilişkilerimizde daha fazla etkiye ve kendi içimizde huzura ulaşırız.
Cherbosque, Hardenswartz ve Rowe’un Duygusal Zeka ve Çeşitlilik (EID) tanımı, Duygusal Zekanın geleneksel tanımını, bugünün çeşitli dünyasına uygun olacak şekilde genişletiyor. EID, duyguların, farklılıkların çizgilerinde oluşan etkileşimlerdeki gücünü hissetme, anlama, ifade etme, yönetme ve uygulama becerisini içerir.
Çeşitlilik, etkileşimde bulunduğumuz alanlardaki farklı yönler, hem benzer hem de farklı olduğumuz çoklu boyutlar olarak anlaşılabilir. Bu farklılık çizgileri üzerinde başkalarıyla etkileşim kurmak, yapıcı bir şekilde yönetmek için Duygusal Zeka yeteneği gerektiren güçlü duygusal tepkileri tetikleyebilir. Bu boyutlar aşağıdaki modelde gösterilmiştir.
Her yerde etkili bir şekilde işlev görebilmek için Duygusal Zeka gerekirken, kültür, gelenekler, ırk ve etnik köken, cinsel tercih ve kimlik, değerler, dil, davranışlar, kişilik farklılıkları ve işyeri normları gibi farklılıklarla her gün bombardıman edildiğimiz bir dünyada, başka ek faktörler de gereklidir. Bu farklılıklar ya olumlu olarak içselleştirilir ya da duygusal bir seviyede veya hem zeka hem duygularla tepki verilir. Davranışlarımız, duygularımızı fark edip kontrol edebilme yeteneğimize bağlı olarak yapıcı veya yıkıcı olabilir.
Çeşitliliklerle dolu çalışma dünyasında etkili bir şekilde başa çıkmamız gereken Duygusal Zeka, eğer etkili iletişimlere ve üretken çalışma gruplarına sahip olmak istiyorsak, hem kendimiz hem de başkalarıyla ilgili farkındalık ve eylem gerektirir.
Bana ne faydası var? (BNFV?)
1- Öz farkındalık bana nasıl yardımcı olabilir?
Öz farkındalık seçimlerden önce gelir.
Kendi değerlerinizi, tutkularınızı, tercihlerinizi ve dünya görüşünüzü anlamalısınız.
Nasıl?
Sizi neyin ‘tik’ ettiğini bilin
Kendi vücudunuzda rahat hale gelin.
Kendi önyargılarınız ve hassas noktalarınızla uyum sağlayın.
Öz yönetim bana nasıl yardımcı olabilir?
Öz yönetim eylemlerden önce gelir. Güçlü duygular güçlü tepkileri tetikleyebilir. Enerjinizi nasıl kullandığınızdan ve gösterdiğinizden siz sorumlusunuz.
Nasıl?
Belirsizliği dostunuz yapın – acele etmeyin
Kendi değişiminizin lideri olun
Kendi kendine konuştuklarınızı yönetin
Sosyal farkındalık bana nasıl yardımcı olabilir?
Başkalarının empatiye ihtiyacı olduğunu anlamakta. Karşındaki kişinin değerlerini, kültürel normlarını biliyor ve önemsiyor musunuz? Kendinizi onun yerine koyabiliyor musunuz?
Nasıl?
Davranışların arkasındaki sebepleri anlamak için zaman ayırın, tahmin etmeyin, gidip sorun.
Tüm normların faydalarını ve sınırlamalarını değerlendirmeye açık olun.
Meraklı olun ve anlamak için kendi perspektifinizin dışına çıkın.
İlişki yönetimi bana nasıl yardım edebilir?
İlişki kurma konusunda istekli olun. Bilinçli bir şekilde güven ortamı oluşturun, başkalarının çeşitli bakış açılarını anlamalarına yardımcı olun ve çatışmaları tersine dönüştürmelerine yardım edin.
Nasıl?
Kültürel bir tercüman olun, kayıtsız veya sessiz kalmayın.
Etkili bir şekilde iletişim kurun ve anlaşmazlıkları çözüme kavuşturun
Sinerjik, ilgi uyandıran ve olumlu ortamlar oluşturun.
Her birimiz ve hepimiz için!
Bireysel: Kendi EDI yeteneklerimi ve farkındalığımı geliştirmek
Takım: Kapsayıcılık normları modelleyip geliştirin, duygusal zekaya sahip ekipler oluşturmak için üzerinize düşeni yapın.
Organizasyon: Hiyerarşideki rolünüz veya konumunuz ne olursa olsun, değerlerin normların ve uygulamaların tüm ekip üyelerini içine aldığı sağlıklı bir kültür ortamı yaratmada etkin rol alın.
İşe alma, elde tutma ve işten çıkarma konuları üzerinde etki sahibi olan bizlerin, bugün ve yarının iş yerlerimizdeki zorlukları ele almak için beyin zekasında değil, duygusal zeka ve çeşitlilik zekasında kendimizi geliştirmesi gerekiyor. Yıllık eğitime güvenip hareketsiz ve kayıtsız kalamayız, sesimizi çıkarmayıp her şeyin yoluna girmesini bekleyemeyiz. DİNLEMELİ, dikkat etmeli, tavır almalı yaratıcı ve net olup etkin rol sahibi olmalı ve tüm çalışanlarımız için davetkar bir işyeri yaratmakta dişimizi tırnağımıza takmalıyız.