Muhammed Satılmış; Eğitmen, Danışman ve Koç
Ülkeler şirketleri kadar zengin, şirketler süreçleri kadar rekabetçidir.
İş süreçleri şirketler için bazen rekabet avantajı ve bazen de ayak bağıdır. Rekabet gücünü artırmak için iş süreçlerinin analizi, iyileştirilmesi ve performanslarının artırılması önemlidir. Bazı kurumlarda bu inisiyatifler stratejik planın bir parçası haline gelmektedir.
İş süreçleri şirketlerde gerçekleştirilen bütün işlerin nasıl yapıldığını gösteren faaliyetler dizisidir.
İş dünyasında kendini rekabetten ayrıştıran şirketler incelendiğinde bazı konularda “çok iyi” olduklarını öğreniriz. Tüketicilerin talep ve beklentilerini çok hızlı alıp içselleştirmeyi, yetenekleri en çok cezbeden şirket olmayı, kaliteden hiçbir zaman taviz vermemeyi ve en yüksek kaliteye sahip olmayı, müşterilere hizmette kusursuz olmayı ve onlara ayrıcalıklı bir deneyim yaşatmayı, dağıtımda en hızlı olmayı örnek olarak verebiliriz. Şirketlerin bu özelliklerinin arka planında akmakta iş süreçleri vardır ve bu şirketler söz konusu süreçlerindeki başarılı uygulamaları ve tecrübeleri nedeniyle “çok iyi” olabilmiş ve rekabete fark atabilmişlerdir.
Her sektörün kendi dinamiklerine göre ihmal edilme lüksü olmayan kritik süreçleri vardır ve bu süreçlere özellikle zaman ayırmak gerekir. Örneğin hızlı tüketim malları sektöründe(FMCG), ürün geliştirme, inovasyon, pazarlama, üretim, üretim planlama, satış planlama, tedarik, kalite ve yatırım gibi iş süreçlerinde şirketlerin başarılı uygulamaları kesinlikle sonuçlara yansımaktadır. Bu konuda iş hayatımda tecrübe ettiğim pek çok örnek mevcut.
Peki süreçlerde yüksek performans ve başarı nasıl tanımlanabilir? İş süreçlerindeki hız, süre, sadelik, onay sayı ve seviyesi ve maliyet gibi kriterler bu kapsamda değerlendirilen bazı unsurlardır. Ürün fikrinden ürünün lansmanına kadar geçen süre, yatırım kararı için alınması gereken onay sayısı, hammaddeden bitmiş ürüne ulaşma hızı gibi.
İş süreçleriyle ilgili bir diğer önemli konu ise, “bakımı yapılmamış” ve rekabet edemez hale gelmiş süreçlerin içinde kaybolan yeteneklerdir. Çünkü kurumsal yapılarda, kişilerin tecrübe ve yetkinlikleri ne olursa olsun işler süreçlerde nasıl tarif edilmişse o şekilde yürütülür. Örneğin masasına gelen bir problemi çözen bir yönetici aksiyon için ilgili süreçte yazılı onayları alması gerekiyorsa bazı durumlarda veya her zaman atı alan rakip Üsküdar’ı geçebilmektedir. Burada iş süreçlerinin yetersizliği nedeniyle operasyonun negatif etkilenmesine ilave olarak bir de eldeki yeteneklerden gerekli faydayı elde edememe ve bazen de kaybını yaşamak söz konusudur. Tabii bu durum da rekabet gücünü olumsuz etkilemektedir.
Sonuç olarak şirketler bulundukları sektörde rakipleriyle aynı işleri yapmaktadırlar. Ancak benzer hedeflere rakipleriyle birlikte koşarken, “nasıl” ilerlediklerini iş süreçleri belirlemektedir. Dolayısıyla şirketler arasındaki rekabetin büyük ölçüde süreçler arasındaki rekabet olduğunu söyleyebiliriz.