Pazarlama sektörlerindeki global yeniliklerin dünya ile eş zamanlı ülkemizde anlatıldığı, Araştırmada Yenilikler Konferansı’nda bu yılın ana teması « rağmen » oldu. İklim krizine, ekonomik göstergelere, siyasal belirsizliklere ve yapay zekânın getirdiği tüm soru işaretleri konusunda uzman isimler ve bilimsel verilerle konuşuldu.
Konferans katılımcıları; Türkiye’nin en geniş kapsamlı yaşam tarzları araştırmalarından biri olan Türkiye’yi Anlama Kılavuzu’ndan ve Türkiye’nin sıcak gündemini yakından takip eden Gündeme Dair araştırmalarından sorularla toplantı sırasında salonda mobil ankete de katıldı.
Bu yönüyle de Ipsos, araştırma sektörünün büyümesi, gelişmesi ve yenilikleri yakalayabilmesi için bu tür platformlarda buluşulmasına öncülük etti.
Konferans başkanlığını Ipsos CEO’su Sidar Gedik’in yaptığı bu değerli buluşmanın içeriği; birbirinden değerli başlıklar, veriler ve konuşmacıların anlatımları üzerinden ilerledi. Ayrıca bu yıl konferans ; Ipsos’un imza araştırmalarından biri olan “Türkiye’yi Anlama Kılavuzu 2024 Raporu” nun önemli bir bölümünün lansmanına ev sahipliği yaptı. Ülkemizin en geniş kapsamlı yaşam tarzı araştırmalarından biri olan Türkiye’yi Anlama Kılavuzu; Ipsos Kilit Müşteri Yönetimi Kıdemli Direktörü Gülin Eraydın’ın aktarımı, Sosyolog, Yazar Can Kozanoğlu yorumuyla, Mirgün Cabas moderatörlüğünde ele alındı.
Bu bölüm; insana dair en temel özelliklerden birisi “değişim” kelimesi altında detaylandırıldı. İnsan değişiyor, toplum değişiyor ve topluma dair en temel yapı taşlarından birisi olan aile kavramı değişiyor. Ailenin içerisindeki roller, kadının iş hayatına katılımı ve ekonomik etkenlerle yeniden şekilleniyor. Toplumsal kümeler, yenilenen segmentler değişen sosyal hayatı, kültürel dönüşümü, tüketimi anlamaya verlerle bilimsel açıdan ışık tuttu.
2004 yılından bu yana, her iki yılda bir güncellenen Türkiye’yi Anlama Kılavuzu raporundan çarpıcı bir kaç veri;
· Bu sene oldukça değişim gösteren “aile” kavramı ve toplumun aileye bakışı odu…
· Toplumun kalıplaşmış “aile reisi erkektir” görüşüne katılanlar 2020 yılında toplumun yarısı (%52) iken 2024’te bu oran % 38’e geriledi.
· Kadın ver erkeğin aile bütçesine eşit katkıda bulunmalıdır görüşüne karşı tutum da değiştiği, burada hem kadının iş hayatındaki daha aktif rolu ve ekonominin getirdiği darboğaz nedeniyle aile bütçesine hem kadın hem de erkeğin katkısının önemli olduğunun iyice belirginleşmesi etkili oldu.
· Ailenin en önemli yapıtaşı “kadın”ın evdeki ve iş hayatındaki rolü 2020’den bu yana oldukça ciddi bir devinim içerisinde. 50 ülkede gerçekleşen Ipsos Global Trends raporuna göre “ kadınların toplumdaki ana rolü, iyi anneler ve eşler olmaktır” görüşüne sahip olan bireylerin oranı %41 ve bu oran Türkiye’de dünya ortalamasına paralel olarak %43 seviyesinde yer aldı.
· “Kadının çalışması için kocasının rızası gerekir” diye düşünenler 2024 yılında toplumdaki bireylerin %38’I iken bu oran 2012’de %63 idi.
· “Kadın çalışmasa da olur” görüşü ise toplumdaki her 5 bireyden biri tarafından savunulurken bu oran 2020’de %32 idi. Bütün bu bakış açısının bir sonucu olan evdeki görev dağılımları da değişim gösterdi; evi temizleme yükü 2022’de kadının görevidir diye düşünenler toplumun %46’sı iken bu oran 2023’te %40’a geriledi.
· Kadının ev ve iş hayatındaki konumuna yönelik görüşlerdeki bu değişimin ötesinde genel aile kavramı da etkilendi. “Evim huzur bulduğum yerdir” , “ailemle zaman geçirmeyi severim” diye düşünen bireylerde düşüş gerçekleşti.
· Son olarak bireylere son yıllarda fikir değişikliği yaşadığınız konular nedir diye sorulduğunda; akrabalar, evlilik, aileye karşı tutumların farklılık gösterdiği görüldü.
· Bütün bu bulgular sonucunda bireylerin 2024 yılı Türkiye’sinde toplumun belirli kalıplarından, geleneksellikten uzaklaştığı bir dönemde ekonominin de etkisini ve bu etkinin diğer alanlarda yarattığı değişimlere değinecek ve uzman görüşleri ile ele alındı.
Ipsos Türkiye CEO’Su Sidar Gedik Konferansın kapanış konuşmasında ;
“Araştırmada Yenilikler Konferans’ımızın on beşinci yılını gerçekleştirdiğimiz bu dolu dolu geçen günün sonunda, herkese teşekkür etmeden aldığım birkaç notu sizlerle paylaşmak istiyorum. Umarım herkes belli ilhamlar alarak bu salondan ayrılıyordur diye düşünüyorum.
- Özellikle tarımla ilgili oturumda, çiftçilerin de bir sonraki jenerasyonla devam etmesi gerektiği ve bunun içinde aslında; çiftçilerin de sosyalleşme ihtiyacı olduğu, çiftçinin sosyal yalnızlığının da çok önemli bir konu olduğuydu.
- Baltaş Hocaların sunumunda ve bence bugünkü bütün bu toplantımızın da altında yatan değere de işaret eden bir şey olduğunu düşünüyorum. Uzun ve mutlu yaşamın sırrının anlamlı üretim içinde olunan yaşam olduğunu belirtti hocalarımız. Bence bugün yaptığımız şey de aslında, hayatımıza anlam katan önemli ve kıymetli bir şey yaptık. Doğru yoldayız en azından bugün doğru bir şeyi yaptık hep birlikte, bunu düşünüyorum.
- Döngüsel zaman kavramından lineer zaman kavramına geçiş konsepti benim için çok önemliydi. Sonuçta düşünce tarzı olarak, başa döneceğimiz bir anlayıştan, ilerleyeceğimiz bir anlayışa düşünce tarzı olarak geçtiğimiz, bunun da aslında birçok üretimin birçok buluşun önünü açtığını konuştuk.
- Geleceğe dair endişeli olmak oranıyla ilgi, özellikle gençlerin daha az endişeli olduğunu, boomerların daha fazla endişeli olduğunu, X jenerasyonun daha fazla endişeli olduğunu dinledik. Burada bence tespit çok güzeldi, gençlerin bu olumsuzluklara karşı edilgen olmamaları onları daha az endişeli yapıyor. Çünkü direksiyona geçmeye çalışıyorlar, dümene geçmeye çalışıyorlar. O yüzden de aslında savaşıyorlar daha az endişeleniyorlar. Uzun yaşamın ne getireceğinin, “umut etmesini bilen gruplar belirleyecek” tespiti çok güzeldi.
- Kadının iş gücüne ve iş yaşamına katılımının ne kadar önemli olduğu… Özellikle Türkiye’de, Türkiye’nin harekete geçiremediği büyük bir güç olduğunu konuşuyoruz. 3 yaş üzeri çocuğu olan kadınların %20’sinin iş gücüne dahil olduğu dile getirildi. Hayatımızda bence bulundurmamız ve buradan çıkarken cebimizde götürmemiz gereken bir veri olduğunu düşünüyorum.
- İş gücü demişken yapay zekânın gelecekte hüküm süreceğini ve bazı mesleklerin yok olacağını konuştuk. Ümit Alan belirtti, bazı meslekler yok olurken de kişi başına meslek sayısı da artabilir dedik. Bu da bizim için hafifletici bir sebep olacağını düşünüyorum. Elit uzmanların işgal ettiği saygın konumlara, o kadar da yüksek eğitim görmemiş mesleklerin de girebilmesini, onların da hakkının olması, orta sınıfın yeniden inşa edilmesi üzerine konuşuldu. Çok önemli!
- Çok da uzun olmayan gelecekte ; İnsan tarafından hazırlandığı işaretinin üzerinde olduğu etiketli işlerin, ürünlerin, servislerin karşımıza çıkacağını konuştuk. Bu arada bir parantez açayım. Bizim şirkette işe başlayan junior arkadaşlarımızla toplantılarım oluyor. Yapay zekâ gündeme geldikten sonra özellikle bana da sordukları oluyor “yoksa bizi işten mi atacaksınız’’ diye. Onlara söylediğim şey şu, “Çiftlik levreği olmayın deniz levreği olun, organik olun, yaratıcılığı kendinden menkul, sizden menkul bir reçeteye sahip olun. Bunu bir an önce bulun, böyle birkaç seneye yaymayın mümkünse bir kaç aya kadar halledin bu işleri diye öneriyorum onlara da.
- Endüstri 4.0 ve toplum 5.0 super smart society konusu Selva hocanın belirttiği refah içinde yaşayan ve insan merkezli bir yaklaşımı hedefleyen bir bilgi toplumu konusunu çok önemli…
- Dijital doktorlar başlığımızda değindiğimiz ; kişiselleştirilmiş tedavi, hasta, hastalık, tedavi üçgeni, hatta hastanın durumunun bir sonraki haftada özelleştirilmiş halinden bahsettik. Kişiselleştirilmiş deneyimde yapay zekâ birçok parametreyi bir anda hızla hesaba katıp, kişileştirme konusunda çok daha efektif hale getirecek. Önümüzde ki dönemde, gün içinde, sabah farklı kişiselleştirilmiş servisle, öğleden sonra farklı kişiselleştirilmiş servislerle karşılaşacağız diye düşünüyorum.
- Kadının rolüne dair Türkiye Anlama Kılavuzu yaşam tarzı raporumuzda ne kadar hızlı bir değişim yaşandığını hep birlikte bilimsel verilerle, tespitlerle izledik. Pandeminin bu süreçlerin oluşumunda hızlandırıcı bir etkisi olduğunu düşünüyoruz “ şeklinde konuştu.
Araştırmada Yenilikler Konferansı’nın kıymetli diğer bir yanı da konferans’tan elde edilen gelirin tamamının, Payda Derneği’ne sosyal projesine bağışlanmış olmasıdır. Konferans katılımcılarının destekleri ile gerçekleştirilen sosyal proje ile ; zorlu koşullara rağmen hayal etmekten ve hayallerini gerçekleştirmek için çalışmaktan asla vazgeçmeyen “Doğanşehir Fen Lisesi”nin depremden zarar gören bilim & teknoloji, müzik ve resim sınıfları yenilenecek… İhtiyaçlarını karşılanacak ve bu okulun liderliğinde bölgedeki diğer köy okullarına ulaşarak oradaki öğrencilerin de bu olanaklardan faydalanıyor olacaklar.
IPSOS TURKIYE
IPSOS TURKIYE
IPSOS TURKIYE
KAYNAK – IPSOS